|
Dilin Işlevleri ve İletişim Prof. Dr. Veysel KILIÇ
ISBN: 975-6797-35-5, 2002 160 sayfa, (15x21 cm2), Enzo kitap kağıdı şimdi satın al |
Arka
kapak yazısı.
İnsanoğlunun en
önemli varlığı dilidir kuşkusuz. Çünkü evren ve yaşama konusunda her
şeyi dili aracılığı ile sorar, sorgular ve bulur. Ses imgelerinden
yararlanarak karşındaki insanlarla iletişim kurar. Dilimizin birçok işlevi var. Örnegin, bir durumu belirtmek için betimleme, duygularımızı ve düşüncelerimizi belirtmek için anlatım, birisinin esenliğini sormak için toplumsal, davet için çağrı, bir yazıdan, öyküden, şiirden tat almak içinse dilin yazınsal işlevinden yararlanırız. Ayrıca kendimize özgü dünyamızdan söz etmek için de özgünlük işlevini kullanırız. Dilin işlevlerinin somutlastığı en büyük dilsel birim, metindir. Okur ile metin arasındaki ilişki özel bir ilişkidir. Her okur, yazınsal bir metinden değisik tatlar alır ve onu değisik bir biçimde anlamlandırır. Böylece bir metin çok okumalıdır, her okuyuşta değisik tatlar verir insana. Bu kitabın amacı, iletişim olgusu bağlamında dilin değisik işlevlerini nasıl kullandığımızı göstermektir. İşlev kavramı, anlam kavramıyla özdeş olarak alınmaktadır. Anlam olgusunu yalnızca tümcelerden değil, iletişimde yer alan gönderici, alıcı, zaman ve yer ile dilin kullanımsal bağlamından elde ederiz. Bir okuyucu görüşü: ADIL BOZKURT (MEB Başmüfettişi)
Bizim yazin egitimimizin, Türkçe-dilbilgisi
egitimimizin, giderek verimliliklerinin tartisilir olmasi; ya da bu
egitim sürecinden geçmis yetiskinlerimizde beklenen
istendik davranislarin, yeterli düzeyde olmamasinin
nedenleri vardir. Her birisi ötekilerine göre daha az etkilidir
denemeyecek özellikli nedenlerdir bunlar. Türkçe-dilbilgisi egitiminin;
yazin egitiminin
“bilme-belleme”
ön degerli anlayisla ele
alinmasini bir yana birakip onun yerine, uygulamali dilbilgisi ile metin
incelemesi egitimine agirlikla yer verilememesi; alan ögretmenlerinin de
sinif ögretmenlerinin de yetistirilmesindeki tam uygunluk noksanligi ile
öteki nedenleri de burada siralamak olanaklidir. Bize göre,
siralayacaklarimizin en
basinda olani genel dilbilimin, “kuram” olmaktan çikmis “kural” olmus verilerini bile egitim alanimiza, gerektigi
ölçüde, tasiyamamamizdadir.
Daha kesinleyici bir
anlatimla belirlemek gerekirse;
genel dilbilimdeki gelismeleri, önemleri ölçeginde, izlemiyoruz,
uygulamiyoruz. Dil ve yazin egitiminde, cumhuriyetin ilk yilarinda
baslatilan yöntemleri, bilimsel verilerle, gelistiremedik. Izlenceleri
de ögretim yöntemlerini de yenilenmeden uzak tuttuk.
Metin incelemesindeki çagcil yaklasimlari, bu yaklasimlarin getirilerini
biz biz olupta, dilbilgisi
egitiminin uygulama alanlarina da, yazin egitimi sürecindeki metin irdelemelerine de kazandirmadik. Yarim yüzyildan beri,
dilbilgisi ile dilbilgisi egitimini
nasil algilamis, hangi yöntemlerle egitimine baslamis isek, her sey,
genel çizgileri ile oldugu
gibi oldugu yerde duruyor. Oysa, egitim amaçli bu etkinliklerden
beklenen verimin alinabilmesi için,
genel dilbilimin son elli yil içindeki getirileri göz önünde
bulundurulmali; ögretim yöntem ve teknikleri bu yeni bulgulara göre
yürütülmelidir. Egitim süreci sonunda, istenilen düzeyde verim
alinmasinin kosulu budur.
Böylesine kazanimlara dayandirilabilmis izlenceler, egitim gören
insanimiza istendik davranislar kazandirir. Içine kapali, bilimsel
sonuçlarin kazandirdigi geliskinlikleri içermeyen dilbilgisi egitiminden de metin incelemesinden de iyi
sonuçlar alinamaz.
Isin dogrusu Bati dilbilimcilerinin
çalismalari ile bu çalismalarin sonucu kurallar, bir
baslarina ele alinarak egitim kesiminde çalisanlarin önüne derli toplu
konuldugunu söylememiz de zor. Baska dillerde üretilmislerin,
kimi yazarlarin toplu
yazilar içerikli yapitlarinda
bir ya da iki yazi bilemediniz bir bölüm ölçekli olarak yer almasindan
öteye gidilememistir. Hele hele benim bildigim kadariyla Türkçe’de
“dilin islevleri” konulu
özgün bir yapit yoktur.
Dr. Veysel Kiliç böylesine bir boslugu görmüs, bu alandaki
açigin daha da sürdürülemeyecegini düsünmüs, oturmus, emek vermis
“Dilin Islevleri ve Iletisim”(1)
adli yapitini hazirlamis.
Sayin Kiliç, yapitinda yer alan konularini “Dilbilim
Açisindan Kuramsal Bir Çalisma” olarak sinirlandirmistir. Yazar;
“Insanoglunun en önemli varligi dilidir.” demis; dile deggin
çalismalarini bu saptamasinin içinde büyütmüs. Ortaya, bilimsel oldugu
kadar, ortaögretim düzeyinde egitimlilerin bile yararlanabilecekleri
bir basucu yapiti çikarmis. “Islev” in Türkçe sözlükte; “is görme
yetisi, görev” olarak tanimlandigi göz önüne alindiginda, yapitin adinin
“dilin ödevleri ve iletisim” olarak algilanmasi yanlis olmaz. Ele alinan konulardan;
“Iletisimin Tarihsel Gelisimi” iki ana bölüm içinde irdelenmistir:
“Çagdas dilbilimin kurucularindan sayilan Ferdinand de Saussure” nin
dili bir dizge olarak gördügünü belirttikten ve yaklasimlarini yerli
yerine koyduktan sonra dilin toplumsalligi kuralini benimsemistir.
Saptamalarini sürdür: “Dilin toplumsal özelliginin yaninda onun bireysel
olarak da bir kisinin yasaminin anlami, kendisine özgü dili içinde
bulur. Bu baglamda dil, insanin kisisel benligini
bulma konusunda önemli rol oynar.” (s.26)
diyerek dilin toplumsal ve de bireysel degerini belirler. Insan dilinin
özellikleri olarak (1) Yer degistirme, (2) Nedensizlik, (3) Üretkenlik,
(4) Kültür tasiyiciligi (5)
Ikilik özelligi / Çift eklemlilik ve (6) Ayriklik ilkelerini açiklar.
(s.26-31)
Yazar, dilin yazinsal boyutu kadar iletisimsel boyutunu da degerliyor:
“Yazinsal metinler okurca, algilanir, alimlanirsa
tamamlanmis sayilirlar;
öteki türlü, bütün bir yapit
sayilmamalari gerekir. Çünkü okurca
alimlanmayan metinler statik ve duragandir. Baskalarinca alimlanan
yani okuyucu ya da dinleyici üzerinde bir etki yaratan metin, dilin
yazisal islevini kullanmistir.
Bunun disinda yazinsal metin, iletisim açisindan
yani iletisini iletmek ve okuyucu üzerinde bir biçimde
bir etki birakmamak açisindan eksik kalir, tamamlanmis sayilmaz.”
“Kullanilan dilin
özellikleri , yani dil kullanimi, sözcükler, tümce yapilari , özel
terimler, özel meslek dallarinin kullandiklari dilsel birimler, kimi
durumlarda, okuyucuyu dislar. Bir metnin kolayca alimlanabilmesi
için dil kullanimina özen gösterilmelidir.”
“Almanya’da son yillarda gelistirilen ‘alimlama estetigi’ ne göre, yazin
ayni zamanda bir iletisim etkinligidir. Yazin, iletisim etkinligi olarak
yalin bir ürün olmaktan çok, ayni zamanda toplumun bir üretim
etkinligidir. Toplumu hep iyiye, dogruya, olumluya dogru gelistirmeye
çalisir. Bir yazinsal metnin sadece estetik degerlere indirgenmesi dogru
olmaz. Yazinsal metin estetik degerlerin yaninda
bir yigin baska islevleri de tasir. Ne var ki
yazinsal metinlerde, yazinsal islevler daha egemendir. Estetik degerler
de yazinsal ilkelerin alt bilesenleri degil midir?” (s.72)
Dr. Veysel Kiliç’in, Dilin Islevlerini ele alip
bilimsel verilere dayandirarak çözümledigi bölümün yapit içindeki
degerlendirmesine geçmeden, bakis açisinin saptanmasi yerinde olur.
Yazarin, hem girdileri hem
de etkilenim alanlari bulunan çalisma konusuna bakis açisi söyledir:
“Insan dilinin tanimi degisik biçimde yapilabilir. Bu tanimlarin tümünün
belli bir oranda örtüstükleri bir gerçektir. Dilin islevlerine iliskin
tüm tanimlarin bir bileskesi olmak üzere
sunu söyleyebiliriz: Dil kullanimdir. Bir söz ancak uygun baglamda
kullanildigi zaman anlamlidir.
Daha dogrusu dil, anlamini kullanildigi baglamdan alir; öteki türlü dil
dizgesi tek basina anlamli
degildir. Bir baska deyisle dil ancak
kullanildigi zaman kimi islevleri yüklenir. Bu islevler ise tüm
insanlarin ortak özellikleridir bir bakima. Yani, insanlarin
yasamlarindan, gereksinimlerinden
çikarilmis islevlerdir. Dilin bu islevlerini dilbilimciler,
budunbilimciler degisik biçimde siniflandirirlar.”
“Bir sözcenin ya da kullanilan herhangi bir dilsel birimin amacidir
dilin islevi. Dil içinde ya da dil ögretiminde dilin islevleri
genellikle davranis kategorileri
biçiminde algilanir.(…) Bir dilin ya da sözcenin islevi / islevleri
o sözcenin yapisi incelenerek belirlenemez. Dilin islevsel olarak
kullanilmasidir önemli olan , dil ile bir sey yapmak ya da sizi
dinleyenleri etkileyerek onlarin bir eylemde bulunmalarini saglamaktir.
Bu durumda islevsel kullanimi
söz-eylem kuraminin , toplumbilimin ve edimbilimin
konularidir.Dilbilimciler, budunbilimciler, ruhbilimciler dilin
islevlerini degisik biçimde siniflandirmislardir.”
(s.31)
Benim elimde bir yapit
var. Günümüzden otuz yedi yil önce basilmis bir yapit: “Dilbilgisi
Sorunlari” Türk Dil Kurumu yayini. 1967 Yilinda çikmis. Türk Dili
dergisinde yayimlanan, dilbilgisi sorunlariyla ilgili kimi yazilari, bir
seçimden geçirerek, bu benim elimdeki yapitin içinde toplamislar. Belli
ki dilimizin degisik sorunlarini
ele alan yazilari, dergi
yapraklarinda birakmanin yerinde olmayacagi düsünmüsler, böyle bir seçki
içinde bir araya getirmisler. Bakiniz, kümelendirerek
degerlendirdigimizde bu yapitta dilimizin, dilbilgisi ve ögretiminin
hangi sorunlari bes bölüm içindeki yazilarda ele
almistir: (1) Dilbilgisi ve Ögretimi; (2) Tümce; (3) Ikizlemeler; (4)
Ekler, Sözcükler ve Baglaçlar;
(5) Arastirmalar (ilk dört bölümde yer alan yazilarin konulari ile
iliskilendirilemeyen
içerikli yazilarin kümelendirildigi bir
bölüm.) Bu belirlemeye yazimiz içinde yer vermemizin
nedeni sudur: Türk Dil Kurumunun 1983 yilindan önceki yapilandirilmasi
döneminde, dil devrimimiz kapsaminda etkinlikler gösterdigini, iyi
sonuçlar aldigini; amaci dogrultusunda seçkin yapitlar ürettigini de
“Dilbilgisi Sorunlari” adli yapitin
bunlardan biri oldugunu da biliyoruz. Ne var, okurunun eline kasim 2002’
ulasan Dr. Veysel Kiliç’ in
yapiti “Dilin Islevleri ve Iletisim” inde metinlere dayandirilmis
örneklerle incelenen genel
dilbiliminin getirileri
içerikli yaklasimlar, bu yapitta hiç mi hiç yer almamaktadir. Dilimizin etkin kullanimi ile
yetkinlestirilmesi baglamindaki ‘sorunlar’ günümüzde artik, 1967
yilindakiler düzeyinde görülmemektedir. En azindan, o yillarda,
böylesine bir yaklasim söz konusu degildi. Oysa, o zamanda da günümüzde
de daha karmasik, karmasik olduklarindan midir bilinmez,
göz ardi ettigimiz sorunlari vardir yazin ve de dil bilgisi
egitimimizin. Dr. Veysel Kiliç’in yapiti böylesine bir yaklasimi öne
çikarmaktadir.
Yazar, yapitinda dilin islevlerini “betimleme” “anlatim” “toplumsal”
“çagri” ve “yazinsal” bölüm basliklari altinda irdeliyor. Dilin islevlerinin siniflandirilmasini da
: “Gönderici kaynakli islevler” “Alici- gönderici kaynakli islevler”
“Dil disi islevler” olarak fakat her birisini, alt basliklari içinde
inceliyor, örneklendiriyor. Yapitin içinde ayrica
seksen sayfa oylumunda
“Eylem köklerine göre dilin islevleri” ele alinmistir.
Yazin ve dil egitimimizin çagcilligi kadar
verimliligini de saglayabilmek için alanla ilgili yenilikleri, yeni
yaklasimlari göz ardi edemeyiz. Iste Dr. Kiliç’ in
ürünü, bu nedenle, dilbilgisi ögretimini programlayanlar için de
uygulayanlar için de ; ders kitabi
hazirlayanlar için de seçkin bir basvuru yapiti
özelliklidir. Degerlendirilen konular, üstüne üstlük Türkçe’de üretilmis
en güzel dizinler,(siir) en seçkin düz yazilarla örneklendirilmistir.
Böyle olunca da kuramlar, kurallar içerikli yapit, konularini özgün bir
sanat ortaminda sunma ayricaligini kazaniyor.
Dr.
Kiliç’in, önermelerini olsun, kurallar degerindeki belirlemelerini
olsun, yazarlarimizin
yapitlarindan alinmis metinlerle örneklemesi, bu metinler üzerinde
çalismasi, benzeri yapitlarda göremedigimiz bir üstünlük.
Yazar, dilbiliminin çogu kez soguk algilanan yüzünü, özgün dil
kullanimlarinda ilkeli olan
yazarlarimizdan, ozanlarimizdan alintilar yaparak
güncellendirmis, çekicilendirmistir. Bilimsel açiklamalarini, sanatsal
içerikli uygulama
örneklerine dayandirmistir. Türkçe’nin, üst kullanimlarinda olsun,
güncel kullanimlarinda olsun dilin islevlerine, ne de güzel örnekleri
bulundugunu kanitlamistir.
Örnegin Cumhuriyet gazetesinin
haber amaçli bir yazisini alintiladiktan sonra “Yukaridaki metinde,
geçmiste vermis oldugu konseri duyurarak okuyucuya bilgi sundugu
için dilin betimleyici islevi kullanilmistir.(…)” (s.34)
demis; açiklamalarini elle tutulur örneklere dayandirmistir.
Yazar, eylem kökenlerine
göre dilin islevleri bölümümde; “Bedri Rahmi Eyuboglu’ nun
Üç Dil
adli siiri (dizini) çok
güzel ve yalin bir örnektir.”(s.78) saptamasini yapmis. Bu güzel dizini
–içerigi kadar dil kullanimindaki degeri nedeniyle-
burada okurlarimiza sunmadan edemeyecegiz:
“En azindan üç dil bileceksin / En azindan düsünüp rüya göreceksin / En
azindan üç dil / Birisi anadilin / Elin ayagin kadar senin / Ana sütü
gibi tatli / Ana sütü gibi bedava / Ninniler, masallar, küfürler de caba
/ Ötekiler yedi kat yabanci / Her kelime aslan agzinda / Kök sökercesine
söküp çikaracaksin / Her kelimede bir tugla boyu yükselecek / Her
kelimede bir kat daha artacaksin / En azindan üç dil bileceksin / En
azindan üç dilde / Canimin içi demesini / Canim agzima geldi demesini /
Kirmizi gülün ali var demesini / Nerden ince ise ordan kopsun demesini /
Keçiyi yardan uçuran bir
tutam ottur demesini / Insanin insani sömürmesini / Rezilligin dik alasi
demesini / Ne demesi be / Gümbür gümbür gümbürdemesini
becereceksin…” (s.78)
“Düsünme yetenegimiz, düsüncelerimizi anlatmamiz bakimindan, dilden yararlanabilme yetenegimizle sinirlanmistir.
Baskalarinin düsünme güçlerini anlama yetimiz , bizim dilden yararlanma
yetenegimizle sinirlidir. Boileau : “Ne olursa olsun, düsünce ile
anlatim birbirlerine siki baglarla baglidir ve dilbilimi gücü gençlerin
egitiminde üstün bir yer tutmaktadir. Dilbilimin ögrenciyi okudugu
degisik bilim dallarinda yeteneklendirmesinden baska, dilbilimi,
ve dil kullanimi yetenegi
ögrencinin kisiliginin gelismesini
ve onun çevresiyle iliskilerini de etkiler. Gitgide açikça
anlasilmaktadir ki ögrencinin ihtisaslasmis bir konuyu anlama gücü , bir
kavrami formüle edebilme ve somuttan soyuta geçebilme
yeteneginin isidir. Bu is de dilbilimi düzeyinin genis ölçüde bir
ürünüdür. O halde, dilin anlasilmasi düsüncenin anlasilmasinda da önemli
bir rol oynar. Insanlar kendi kisisel düsüncelerini anlatmak ve
baskalariyla anlasmak isterlerse, her seyden önce , kendi dillerinden
yararlanmayi bilmelidirler.” der
(Avrupa Ülkeleri Anadili
Yazi ögretimi s.37)
Bireysel, toplumsal boyutlari nedenleriyle dil ve yazin egitimimi
uygulamalarimizda, islevsellige yakin durmamiz zorunludur. Egitim
sürecimizden geçmis olanlarimizin dil bilinçlerinin olusmasi; dili
özgünlügüne bagli kalarak kullanabilme yeterliliklerinin gelismesi buna
baglidir. Dilin islevsel
alanlari iletisimin temelleri üstüne metinlerle örneklendirerek
irdeleyen Dr. Veysel
Kiliç’in yapiti
alanindaki bir boslugu doldurmustur. Bu nedenle basvuru yapiti
özelliklidir. Üniversiteli
gençlerimiz için,dilbilgisi ögretimi görevlileri için kaynak
içeriklidir.
(1)
Dilin
Islevleri ve Iletisim / Dr. Veysel Kiliç / Papatya Yayincilik Egitim
Adil
Bozkurt Akademik Kitaplar - Türk Dili Kitapları - Üniversite Ders Kitapları |